Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Yurt Dışı Müteahhitlik Hizmetleri Muvaffakiyet Mükafatları Töreni’nde yaptığı konuşmada şunları söyledi:
DÜNYADA İKİNCİYİZ: Türkiye’nin en güçlü olduğu alanların başında müteahhitlik bölümü geliyor. Dünyanın en büyük 250 memleketler arası müteahhitlik listesinde ülkemiz 43 firmayla temsil ediliyor. Firma sayısı prestijiyle Çin’den sonra ikinci sıradayız. Gelir sıralamasına nazaran ise birinci sekiz ülkeden biriyiz.
TÜRK ŞİRKETLERİ İVMEYİ KORUYOR: Koronavirüs salgınıyla bir arada, küresel iktisatta bozulan dengelerin hala yerli yerine oturmadığını görüyoruz. Son 70 yılın doruklarını gören enflasyonun sorun olmaktan çıkmasının biraz daha vakit alacağı anlaşılıyor. Dünyanın farklı coğrafyalarında çabucak her gün yeni bir krizle yeni bir siyasi istikrarsızlıkla yahut çatışmayla karşılaşıyoruz. Tüm bunların ülkeleri korumacılığa ve yeni yatırımlar noktasında çok ihtiyatlı davranmaya ittiğinin farkındayız. Karşılaştıkları tüm zorluklara karşın Türk şirketlerinin yakaladıkları ivmeyi muhafazasını değerli buluyoruz.
HAKSIZ TENKİTLER: İnşaat dalımız maalesef ülkemizdeki ideolojik çevrelerin haksız tenkitlerine maruz kaldı, kalıyor. Neredeyse düşmanlığa varan bir zihniyetle karşı karşıyayız. İnşaat dalının büyümesine yönelik her adımımız israf yaftası vurularak itibarsızlaştırılmaya çalışıldı. Meğer biraz iktisat bilseler, biraz dünyayı tanısalar inşaat kesiminin ne derece kritik bir pozisyona sahip olduğunu anlayabilirlerdi. İnşaat alanındaki her atak 250’den fazla alt bölümü etkiliyor. Ülkemizde 6 milyon insan direkt ve dolaylı olarak bu kesimden geçimini sağlıyor.
DEVRİM ÜZERE ADIMLAR: Son 22 yılda iktisattan dış siyasete geniş yelpazede ihtilal niteliğinde adımlar attık, atıyoruz. Türk dış siyaseti uzun yıllar içe dönük bir karaktere sahipti. “Risk almayalım, kimseyi ürkütmeyelim, aşikâr aktörlerle karşı karşıya gelmeyelim” anlayışı kendi yakın coğrafyasını ilgilendiren sıkıntılarda dahi Türkiye’yi uzun yıllar tribünlere mahkum etti. Bu dışa kapanıklığın faturasını iktisat, dış ticaret ve yatırımlar başta olmak üzere birçok başlıkta ödedik, hala da ödüyoruz. 2002’den itibaren dış siyasetimizde esaslı bir paradigma değişimine gittik.
YENİ ANAYASA ÇALIŞMALARI: Türkiye’nin iktisatta, demokraside, global siyasette, hak ve özgürlüklerde maksatlarına ulaşabilmesi için yeni anayasa muhtaçlığını sık sık lisana getiriyoruz. Büsbütün sivil iradenin eseri bir anayasa, 15 Temmuz gecesi göğsünü tanklara siper eden kahraman milletimize karşı borcumuzdur. Şiddeti teşvik etmediği, terörü övmediği sürece katılmasak dahi farklı fikirlere müsamaha ile yaklaşmak zorundayız. Lakin maksimalist telaffuzların anayasa tartışmalarına katkı sunmak yerine ket vuracağını düşünüyoruz. Altını çizerek söylüyorum Anayasa’nın birinci dört unsuruyla ilgili bizim açımızdan rastgele bir tartışma yoktur. Cumhur İttifakı’nın bu türlü bir badiresi, sıkıntısı de yoktur. Biz mümkün olan en geniş toplumsal mutabakatla yeni anayasa sürecini yönetmek ve muvaffakiyetle neticelendirmek isteğindeyiz. Siyaset kurumunun da yeni anayasa sürecine yapan ve mutedil bir anayasa anlayışıyla yaklaşması gerektiğine inanıyoruz.
‘Yüzümüz Batı’ya dönük lakin Doğu’ya da sırtımızı dönmüyoruz’
BRICS VE ASEAN: “Dış siyasette açılım yaparken çok sık tenkitlere maruz kaldık. ‘Eksen kayması’ tartışması, ‘Türkiye, Batı’dan uzaklaşıyor’ iftirası bunlardan biriydi” diyen Erdoğan, “2024 Türkiyesini 30-40 yıl öncesinin kalıplarına mahkum etmek ülkemize yapılacak çok büyük haksızlıktır” tabirlerini kullandı. Erdoğan, Türkiye’yi bölgesel ve global tartı merkezi haline getirmek için her imkanı değerlendirdiklerini, memleketler arası sistemde çeşitlenen ve artan bölgesel bloklar karşısında her yapı ve aktörle fırsat pencerelerini açık tutmaya çalıştıklarını kaydetti.
Erdoğan, Şanghay İşbirliği Teşkilatı, BRICS ve ASEAN ile diyalog tabanını genişletme iradesinin gerisinde bu yaklaşımın olduğunu belirterek, “Dünyanın en süratli büyüyen ekonomilerinin ve en büyük 5 iktisadından 3’ünün bulunduğu Asya Pasifik ve Hint Okyanusu coğrafyasıyla iş birliğimizi güçlendirmemizden daha doğal hiçbir şey olamaz” dedi.
Erdoğan, “Her vakit söylüyorum. Türkiye olarak yüzümüz elbette Batı’ya dönüktür. Lakin bu Doğu’ya sırtımızı döneceğimiz, Doğu’yu ihmal edeceğimiz, Doğu ile bağlarımızı geliştirmeyeceğimiz manasına muhakkak gelmez” diye konuştu.
Lübnan Başbakanı’na taziye telefonu
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Lübnan Başbakanı Necib Mikati ile telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Cumhurbaşkanlığı Bağlantı Başkanlığı’ndan yapılan açıklamaya nazaran, görüşmede Erdoğan, Lübnan’da düzenlenen akınla ilgili hüzünlerini söz etti, atakta hayatını yitirenlere rahmet, yaralananlara acil şifa dileğinde bulundu. Erdoğan ayrıyeten, İsrail’in çatışmaları bölgeye yayma eforlarının son derece tehlikeli olduğunu, İsrail saldırganlığını durdurmak için uğraşların devam edeceğini söyledi.
Pastanede vatandaşlarla sohbet etti
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ankara’daki Yurtdışı Müteahhitlik Hizmetleri Muvaffakiyet Mükafatları Töreni’nin akabinde bir pastaneye girdi. Burada pastane çalışanları ve vatandaşlarla sohbet eden Erdoğan, bir vatandaşın yakınıyla telefonda konuştu. Çocuklara oyuncak dağıtan Cumhurbaşkanı, vatandaşlarla fotoğraf çektirdi.