Betül Topaklı / Milliyet.com.tr – Nicole Gheibi, 2003 yılında İsveç’in Malmö kentinde doğdu. Annesi İsveçli, babası İtalyan olan Nicole’ün bir ağabeyi var. Saçları koyu renk olduğu için okulda zorbalığa uğradığı birkaç yıl dışında çok hoş bir çocukluk geçiren genç kız, her vakit memnun olmasını bildi. Toplumsallaşmayı seven bu nedenle çocukluğunun büyük bir kısmını dışarıda arkadaşlarıyla oynayarak geçiren Nicole’ün müzik söylemek, jimnastik yapmak üzere hobileri de vardı. İsveç’te bir müzik okulundan mezun oldu. Müziği sevdiği için hobisiyle kontağı olan bir okul seçti. Böylelikle okula gitmenin daha eğlenceli olacağını düşünüyordu. Ancak genç kız hiçbir vakit kendini doğup büyüdüğü ülkeye yani İsveç’e ilişkin hissetmedi. Her vakit sıcak bir ülkede yaşamak isteyen Nicole, bu hayalini 17 yaşında Türkiye’ye tek istikamet bilet alarak gerçekleştirdi.
AİLESİ KONUT ALINCA HER ŞEY DEĞİŞTİ
13 yaşından beri İsveç’ten taşınmanın yollarını aradığını söyleyen Nicole, bunun nedenini şöyle anlatıyor: “Ülkenin soğuk havasını ve toplumunu sevmiyordum. Hiçbir vakit İsveç’e ilişkin olduğumu hissetmedim. Kendimi her vakit sıcak bir ülkede, kendi işimi yaparken ve toplum baskısı olmadan yaşayarak hayal ettim. Çok küçük yaştan itibaren büsbütün yeni bir sayfa açmak istedim. 16 yaşımdayken, ailem Türkiye’de bir daire aldı. Bunu İsveç’ten taşınabilmek için bir fırsat olarak gördüm. Okuldan mezun olduktan sonra yani 17 yaşındayken direkt eşyalarımı topladım ve tek taraf bilet alarak Türkiye’de yeni bir hayata başladım.”
Nicole, tatil için Türkiye’ye her geldiğinde tanıştığı beşerlerle hoş yerlerde, çok sayıda hoş anı biriktirdi. Vakitle katlanarak artan bu anılar onda bu cins bir hayatı sonsuza dek yaşama hissini uyandırdı. Bu durum da genç kızı Türkiye’ye ilgi duymaya yöneltti.
“Taşınmadan evvel ailemle birçok sefer Türkiye’ye tatil için geldim. Benim gözümde canlı bir ülke ve insanları çok toplumsal. Alanya’da yaşıyorum. Burada hava çok sıcak olduğu için beşerler her vakit dışarıda. Kent asla uyumuyor. Bu ömür usulünü seviyorum. Dışarı çıkıp keşfetmeyi, bir şeyler görmeyi ve yeni şeyler öğrenmeyi seven enerjik bir beşerim. Türkiye’nin sayısız hoş yeri var. Sıkılmak neredeyse imkânsız. Dışarı çıktığınızda her vakit bir şeyler yapabiliyorsunuz. Türkiye’nin kalbime yakın olduğunu hissediyorum ve kendimi konutumda üzere hissediyorum. Açıklaması güç fakat Türkiye bana çok fazla memnunluk getiriyor.”
‘İKİ ÜLKE ORTASINDA ÇOK FARK VAR’
Nicole, ülkemiz ile İsveç ortasında birçok fark olduğunu biliyordu. Lakin Türkiye’ye taşındığında hayatını büsbütün değiştirmeye hazırdı. İki ülke ortasındaki lisan, yemek, etraf, beşerler, toplumdaki kurallar, normlar, kültürler büsbütün farklıydı. Genç kızın Türkiye’ye ahenk sağlamak için her şeye baştan başlaması gerekti. Fakat o buna çoktan hazırdı. Nicole, “Türkiye’ye ahenk sağlamam çok farklı bir süreçti ve hâlâ yeni şeyler öğreniyorum” dedi.
‘SONSUZA DEK TÜRKİYE’DE YAŞAMAK İSTİYORUM’
Nicole, Türkiye’ye her geldiğinde yalnızca turistik yerlere gitmedi, insanların hayatlarını nasıl yaşadıklarını da görmek istedi. Bunun için uzun yürüyüşler yaptı. Türkiye’de yaşayanların kahvaltıda ne yediklerini, İsveç’te bulunmayan balkonlarda nasıl vakit geçirdiklerini ve ne giydiklerini görüp öğrenmeye çalıştı. Bu küçük ayrıntılar onun her vakit ilgisini çekti. İnsanların farklı ömür biçimlerini görmek ise genç kıza çok şey öğretti. Köye bu yüzden gittiğini söyleyen Nicole, “Oraya arkadaşımın annesiyle tanışmak için gittim. Köyde yaşayan beşerler üzere giyinip hamur açtım. Bu anları da görüntüye çekip, toplumsal medyada paylaştım. Türkiye’de yaşayan insanların hayat şekillerini görmek çok hoş ve bunu deneyimlemek beni çok keyifli ediyor. Muhakkak köyde daha fazla görüntü çekeceğim” dedi. Sonsuza dek Türkiye’de memnun olmayı istediğini ve bu hayalinin gerçekleştiğini söyleyen Nicole, kelamlarını şöyle noktaladı:
“Şimdilik toplumsal medyamda görüntüler paylaşmaya devam ediyor, Türkiye’deki bir yabancının hayatı hakkında içerikler üretiyorum. Ayrıyeten müziği ve müzik söylemeyi çok sevdiğim için de şu anda buna yönelik bir proje üzerinde çalışıyorum. Önümüzdeki 2 ay içinde de müziğimi piyasaya çıkartmış olacağım. Kelam konusu müziğim Türkçe olacak. Bu durum beni biraz zorluyor lakin elimden gelenin en güzelini yapmaya çalışıyorum. Şu anki en büyük gayem sanatçı olmak. Çocukluğumdan beri bu hayalimi gerçekleştirmeye çalışıyorum.”